Dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik ve siyasal sorunlar diğer sektörleri olduğu gibi tekstil ve hazır giyim sektörünü de yakından etkiliyor. Sektör, bu sorunların üstesinden gelmek için çözüm yolları arıyor. İstanbul Ticaret Odası’nda (İTO) gerçekleşen ‘Hazır Giyim Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalışma Toplantısı’nda da son günlerde yaşanan sorunlar, Rusya krizi ve çözüm yolları konuşuldu. Sektörün büyük ilgi gösterdiği toplantı İTO Başkanı İbrahim Çağlar’ın ev sahipliğinde gerçekleşti. OTİAD Başkanı İlker Karataş ve Yönetim Kurulu Üyeleri, LASİAD Başkanı Gıyasettin Eyyüpkoca, İTO Hazır Giyim ve Konfeksiyon Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Şenol Aras, ASKON Yönetim Kurulu Üyesi Nesim Ayyıldız ve sektör temsilcileri katıldı.
“Sorunların Üstesinden Gelebilecek Güçteyiz”
İTO Hazır Giyim ve Konfeksiyon Meslek Komitesi Başkanı ve Meclis Üyesi Şenol Aras yaptığı açılış konuşmasında, Rusya ve komşu ülkelerdeki sorunlara bakarak sektörün moralini bozmaması gerektiğinin altını çizdi. Sektörün geleceğine güvenilmesi gerektiğinin altını çizen Aras, “Sektörün yeni pazarlar bulması gerekiyor. Bu sorunların üstesinden gelebilecek güçteyiz ve sektör birikime sahibiz” dedi.
İTO Başkanı İbrahim Çağlar ise yaptığı konuşmada “Gerçek bir marka; kaliteli ürünü dünya pazarlarında hak ettiği yere taşır. Dolayısıyla sektör; güçlü ve küresel markalar oluşturmakta ne kadar başarılı olursa hem yapısal hem de konjonktürel sıkıntılara karşı o kadar dayanaklı olur” diye konuştu.
Açılış konuşmaları sonrası Yrd. Doç. Dr. Muhittin Adıgüzel’in moderatörlüğünde Kiğılı Giyim A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Kiğılı, İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İrfan Özhamaratlı ve İHKİB Yönetim Kurulu Başkanı Hikmet Tanrıverdi’nin konuşmacı olarak yer aldığı bölüme geçildi. Toplantının bu bölümünde konuşan Yrd. Doç. Dr. Muhittin Adıgüzel, sanayide imalat sanayinin payının giderek gerilediğini belirterek, sanayileşmenin kalkınma için son derece önemli olduğuna değindi. Adıgüzl, “Türkiye’deki işletmelerin büyük bölümü KOBİ ve ihracatın yüzde 60’ını, ithalatın da yüzde 40’ını KOBİ’ler gerçekleştiriyor. Yani geri kalan büyük şirketler çok az bir bölümünü yapıyor. Eğer bu şirketler KOBİ’lerin ithalat ve ihracat oranını tuttursa Türkiye’nin cari açık sorun kalmayacak. KOBİ’ler ekonominin belkemiği, dolayısıyla önem vermek gerekiyor” diyerek sözü Abdullah Kiğılı’ya verdi.
“Kurumsallaşmak Sektörün Önceliği Olmalı”
Abdullah Kiğılı yarım yüzyılı aşan tecrübesinden anekdotlar anlattı ve geçmişle günümüzün bir karşılaştırmasını yaptı ve şunları söyledi: “Bakın şartlar nasıl değişmiş. Sektörün insanı çok akıllı, ileriyi çok iyi gören insanlar var. İftihar ediyorum. Zamana ayak uydurmak gerekiyor. Sektörün geleceği çok parlak, kimse endişe etmesin. 2 bin 200 fiili çalışanı ile Kiğılı bugün 250 mağazaya sahip. Bir şirkte en önemli yeri arka mutfağı; orası iyi çalışacak. Bunlardan biri eksik olduğu zaman mağaza zinciri yürümüyor.”
Kiğılı’nın, “Dışarıdan gelen palavra markalara bakmayın siz. Sadece İspanyol markaları var o da kadın giyimine yönelik. Onun dışında dışarıdan gelen erkek giyiminde iş yapamaz. Tozunu atarız hepsinin. Jean da da öyle… Kadın ve çocuk giyiminde ise biraz zayıfız. Bu konuya ağırlık vermeliyiz” sözleri salonda büyük alkış aldı.
“Bürokrasiyi Aşamıyoruz!”
Hikmet tanrıverdi ise konuşmasında hazır giyim sektörünün ihracat başarısından söz etti ve geleceğe umutla baktıklarının altını çizdikten sonra sektörün sorunlarını ve çözüm yollarını dile getirdi. Tanrıverdi, “217 ülkeye ihracat yapıyoruz. Çok büyük bir başarı… Sektörümüz sağlıyor bu başarıyı. Önümüzdeki yıllarda da çok büyük imkanlar ve engeller de var. Bu engelleri zaman zaman dile getiriyoruz hükümete iletmeye çalışıyoruz. Bu noktada devletimiz bize zaman zaman katkı sağlıyor ya da bürokrasiye takılıyor. Bunu aşmakta bazen zorlanıyoruz. Aşsak da biraz süre alabiliyor. En büyük sıkıntılardan biri finansman. Finansmanı elde etmek kolay değil. Şimdi Rusya ile çalışan firmalara gel diyerek kredileri geri istiyorlar. Böyle bir sistemde müteşebbisi ayakta tutma şansınız yok” diyerek endişelerini ifade etti.
“Devlet Sektöre Güven Vermeli”
İrfan Özhamaratlı da konuşmasında sektörün sayısal verileri hakkında bilgi verdi ve en önemli on soruna değinerek bunların çözüm yolları hakkında bilgi paylaşımında bulundu. Özhamaratlı, “Firma başına 10 çalışanımız var. Firmalarımız yüzde 98’i KOBİ niteliğinde firmalar. O yüzden sorunların çözümü için KOBİ’lere yoğunlaşmak zorundayız” dedi.
Sektörün en önemli probleminin imaj sorunu olduğunu ifade eden Özhamaratlı, “Sektörde moral bozukluğu var maalesef. Güvensizlik ortamı var. Geçmişte bazı devlet büyüklerimizin ‘bitti bitecek’ türü söylemleri, ‘küçülmeye mahkum’ türü sözleri bunu yarattı. 2023 vizyonuna uygun şekilde dönüşümü sağlamak gerekiyor. Küresel belirsizlikler var. Politik krizlerin hepsi bizim etrafımızda. Mutlaka ürün ve pazar çeşitliği sağlanmalı. Markalaşma ve tasarıma mutlaka yatırım yapılmalı. Moda yaratan ülke olmalıyız” tespitlerinde bulunduktan sonra Özhamaratlı eğitim vurgusu yaptı: “Nitelikli istihdam oranı artırılmalı. Yüksek katma değerli üretim yapan firmalar bölge farkı gözetmeksiniz her yerde desteklenmeli. Üniversite sanayi işbirliğinin gerçek anlamda tesis edilmeli. İki grup da aynı dili konuşmalı. Ürüne dönüşmeli. Süreklilik olmalı. Özellikle mesleki eğitimde sektörel kuruluşlar da etkili olmalı.”
Toplantı sonrası İTO Başkanı İbrahim Çağlar konuşmacılara minyatür tablo hediye etti ve katılımcılarla hatıra fotoğrafı çekti.